Відео

Murat hocayı dinlemek yine büyük bir keyif.. yalnız bu süremiz kısıtlı koşturmacası çok şık olmamış.. yazabilmek ümidiyle teşekkürler ❤

Bende oykuler yazmak istiyorum

Bu kadar anlatma çabası içinde kaybolma yetti.. 😂

Teknikler sınırlar yaratıcılığı..

Çok hoş..🎉

İstanbul'da yaşıyor olmayı istedim.. ❤

Çok nitelikli bir sohbetti, teşekkürler…

Necmi Sönmez'in çok değerli ve incelikli "okuma"sıyla genişleyip derinleşen bu söyleşi için müteşekkiriz.

Yıllar sonra gelip tekrar izledim. İkinize de birer kalbimi bırakıyorum. 💙💙

Odaklanarak dinleyebildigimi söyleyemem . M. Beyin anlattıkları duyulmuyor..

Ah o kazaklar, doksanli yillarin ozeti gibi :) Ne guzel bir video, kesinlikle edebiyat tarihe gececek bir kayit!

Giriş şarkısı müthiş...Murat Gülsoy ise cannnnnn

Ayfer Tunç, ellerinin mesut işaretleriyle Sahnenin Dışındakiler'deki Sabiha'yı nasıl saymazsın.

Tesekkurler bu soylesiyi kaydettiginiz icin. Ben u karakterde biraz icinde dişil enerjinin fazla olduğu Türk erkeğinin dramını da gördüm: yaratıcı uğraşlardan, kendi olmaktan vazgeçmiş, maço erkek dünyasıyla kendi yumuşak benliği arasında sıkışmış. Bu kişi sadece politik ikilemlerde değil. Başka ikilemleri de var. Karar vermek zorunda kalmamak için imza atma işine aşık. Konsomatris kısmındaki tavrı bu düşüncemi kuvvetle dirdi. Paylaşmak ve bu konudaki görüşünüzü duymak istedim. Sevgiler

25:00 hehehe :D (türkiye'de yoklar ve varlar)

Sonunda💃💃💃

İzlemesi rahatsız edici , dinlemesi keyifli bir paylaşım olmuş 🤗

Pat diye ânîden biten bir edebiyat konuşması bazı gerçeklerin yanlışlığını,anlatmama niyetlerini;ele alınan meselelerin çok acelece, ve çekinerek anlatamama ya da anlatmama niyetleri olarak ele alınabilir mi? Oğuz Atay’ın -ifâde kusuru saydıkları ayıp âdetâ -Kemâl Tâhir tesiri şeklinde değerlendirerek çözümle tavrı ayıplı anlatmayı minder dışına taşıma çabası- istenmeyen - süpürgelenen gübürü halının altında saklamağa kalkışma- iknâ edici değil. Meselâ, Ahmet HamdiTanpınar’ın ihtilâl öven üç makalesi - sayısı da belirtiliyor- derhâl büyük bir meziyet olarak övgü alıyor; o ihtilâl ki sevinç içindeydik hepimiz - birkaç iktidar yanlısı hâriç- milletçe kutlandığı gözardı ediliyor. Yazar kahramanlar çok az farklarla ortak görüşlerin savunucusu. Bir ara Yaşar Kemâl’ı ilâhlaştıranlar bugün Orhan Pamuk’çu. Konuşmacılar âdetâ - devir bu devir- İBB futbol kulübü taraftârına dönüşen kişiler olarak karşımızdalar. Yazılı her kâğıt daha da dikkatli okumayı gerektirmez mi? Karar, -ne okursak okuyalım gökten düşen elmalardan biri- mutlaka bizlere âit olmalı.

Murat bey siz harika bir detaysınız😍

Çok teşekkürler paylaşımınız için

Görkem Yeltan ve Murat Gülsoy. Nefis bir program olmuş, tekrar izlemelik.

Neden başlık yok.. Konu aşk diye yazmalı..daha çok izlenmesi lazım Diyaloglar ‘ın

Hikayede anlatılmak istenen nedir acaba,cevaplarsanız sevinirim. :):)

Sadece sohbeti geçen yazarları okusanız hayata bakış açınız değişir eminim bundan

Ne de güzeldi... Bi daha mı olsa? Daha derin ve de spesifik mesela? Salt "tiyatro ve oyun" ya da "sinema ve oyun" misal.... Sevgiler.

Çok güzel ,sonunda biri bahsetmiş bu dergiden ❤️😘

Murat bey yazarkim şeklinde yazınca yazarkimya nın kısaltmasını yazdığınızın farkında mıydınız genelde sanayide o şekilde kullanılmaz mı :)

Ayfer Tunç yine harika bir gözlemini açıklıyor 26:48'de... müthiş!

hocam 40 yıl öncesine ait mavi, pvc kaplı nüfus cüzdanı olur mu allasen?

Bitiremiyor dediniz Murat bey aklıma Nietzsche'nin şu satırları geldi: "Ama bir son vermek, yeni bir dize yazmaktan daha çok cesaret ister."

İmrendiğim insanlardan biri. Edebiyatçı, akademisyen, entelektüel... Umarım bir gün atölyesine katılabilirim.

Ne muhteşem bir sohbet.Zihnimde birçok yeni kapı araladınız...

Diyaloglar'ı keşfettiğimden beri ilgiyle art arda izliyorum. İnternette paylaştığınız için teşekkür ederim.

55:17 Bu etkinliğe yakın bir zamanda, Burak Bora Anadolu Lisesi'nde bu güzide eser biz öğrencilere okutulmuştu. Edebiyat zümresine sevgilerle :)

çok güzel bir roman ..anlatım harika ..samimiyet mükemmel .. yarım kalmisliklar ..gerçekten çok güzeldi

Çok sevdiğim iki yazar.kitapları dagıtıma girdiği gun agzım "fiyonk" oluyor. Iyı ki varsınız.

Her kitabında olduğu gibi her söyleşisinde de kendisine hayran bıraktıran Murat Gülsoy’un bu romanını okumamıştım. Semih Gümüş ve Doğan Hızlan’ın bu röportajı yıllar geçse de iyi eserler iyi röportajlar gibi merakı ve heyecanı koruyor.

Yine muhteşem bir söyleşi izlemenin keyfi. Bir sürü de not aldım. Çok sağolun

Çok besleyici ve etkileyici. Saygılar.

Oradakiler neden güldü anlamadım! Söyleşinin 15:50. dakikasında Ayfer Tunç müthiş bir sorgulama yapıyor. Kendisine hayranlığım daha da artıyor...

"...kendimden hareketle herkesi anlayamam değil mi?" Sevginin Geciken Ölümü, 148, Can Yayınları Murat Gülsoy, sahiden hayranlık uyandıran bir kalem, ruh... Tüm eserlerini okumak için zaman kolluyorum.

Merhabalar Murat Bey. Bugün Celal Bayar Üniversitesi'nde sohbetinize ne yazıktır katılamadım. Aslında sormayı çok istediğim bir sorum vardı. E-posta adresinize ulaşamadığımdan ve başka yerden iletişime geçme şansım olmadığından buradan sormak istiyorum. Gölgeler ve Hayaller Şehrinde adlı romanınızda iki karaktere verdiğiniz isim dikkatimi çekti. Todori ve Lambo... Tağrık Buğra'nın Yarın Diye Bir Şey Yoktur adlı öykü kitabında Martı isimli öyküde (o ötkünün etkisinden iki yıldır çıkamadım) kullanılan üç isimden ikisiydi... Parlak Lambo, Filozof Vahap ve Todori... Kitabınızda deniz ile ilgili neredeyse önemsiz iki karaktere bu isimleri vermiş olmanız aklıma sizinde bu öyküyü okumuş olma ihtimalinizi getirdi. Acaba Tağrık Buğra'nın bu harika durum öyküsüne saygıyla seçtiğiniz isimler miydi yoksa tamamen tesadüf mü? Umarım bunu görür ve yanıt verirsiniz. Şimdiden teşekkürler...

Çok güzel anlatmış herkes yazsın kendini ortaya koysun demiş Dünya da Roman yazmak yayılıyor evet ve bu çok güzel bir şey kalemler asla kırılmamalı ve son bulmamalı kağıda damlatılan mürekkepler bitmemeli....

turgut özben-selim ışık analojisi içermiyor mu bu öykü acaba? o sessiz figür (selim ışık) intihar edip diğerine bir mektup bıraksa, sanki diğeri hemen turgut özben olacakmış gibi...

facebook.com/731349100239116/photos/a.731514280222598.1073741828.731349100239116/986983491342341/?type=1&theater

Ayfer Tunç'u "sakat" kelimesini kullandığı için tebrik etmek gerekiyor.

Harika keşke devamı olsaydı...

<3

Bu sohbetlerin yapılması, sonrasında da internette erişime açılması çok çok güzel. Umarım gelecek yıl da farklı bir şekilde yine devam eder bu yazar-okur etkileşimi..